Doğum kontrolü, gün geçtikçe önem kazanan bir konudur. Zorlaşan hayat şartları birçok çifti, dünyaya çocuk getirme konusunda tekrar, tekrar düşünceye itmektedir. Buna paralel olarak, korunma yöntemlerine de insanlar daha çok ihtiyaç duymaya başlamışlar, artan talep, tıp dünyasını yeni buluşlar yapmaya itmiştir.
Günümüzde gerek geleneksel gerekse modern birçok yöntem doğum kontrolü amacıyla kullanılmaktadır.
Geleneksel yöntemlerin koruyuculuğu her ne kadar düşükse de bugün azımsanamayacak büyüklükte bir oranla kullanılmaktalar. Buda istenmeyen gebeliklerin oluşumunu arttıran bir faktör olarak karşımıza çıkmakta.
Geleneksek dediğimiz yöntemlerin başında geri çekme yöntemi gelmektedir. Basitçe erkek, boşalacağı zaman geri çekilir ve dışarıya boşalır. Bu tamamen kişisel iradeyle alakalı bir durum olduğu için koruyuculuğu çok zayıftır.
Modern yöntemler olarak nitelendirebileceğimiz yöntemlerden prezervatif kullanımı bir bariyer yöntemi olup oldukça etkilidir, ancak bunun da garantisinin olmadığını hemen söyleyelim. Prezervatifte yırtık olması veya doğru zamanda, doğru şekilde takılmaması sonucu gebelik oluşabilir.
Diyafram yöntemi bayanların kullandığı prezervatif olarak nitelendirilebilir. Daire şeklinde lastik veya kauçuk bir cisim olan diyafram vajinaya yerleştirilir ve aynı prezervatifte olduğu gibi spermlerin geçişi önlenmeye çalışılır. Etkili bir yöntem olmayıp günümüzde pek önerilmemektedir.
Spermisid denilen ilaçlar, ilişkiden hemen önce vajinaya konulan ve spermlerin tahrip edilmesine yarayan bu şekilde koruyuculuğu olan ilaçlardır. Bunlarda spermlerin tamamını yok edemedikleri için tam anlamıyla koruma sağlamazlar.
Bugün koruyuculuğu en yüksek olan yöntemler, rahim içine araç takılması ki buna spiral de denilmektedir ve hormonal yöntemlerdir.
Rahim içi araç genellikle doğum yapmış bayanlara takılır, ancak bu şart değildir. Takıldıktan sonraki birkaç adet döneminde kanama fazla olabilir ve uzun sürebilir. Genellikle bu durum zamanla düzelmektedir. Spirali olan bayanlarda şeffaf kokusu olmayan bir akıntı görülebilir. Tedavi edilmesi gerekli değildir.
Doğum kontrolü için kullanılan hormonal yöntemlerden halk arasında iğne olarak bilinen aylık ya da üç aylık enjeksiyonlarla vücuda progesteron hormonu verilmektedir. Bu yöntem kullanımı kolay bir yöntem olmakla beraber uzun süreli adet olamama ya da tam tersi uzun süreli kanama gibi yan etkilere neden olabilmektedir.
Bir diğer hormonal yöntem, kolumuzun iç kısmındaki derinin altına yerleştirilen kapsüllerdir. Bu kapsüllerde, enjeksiyonlarda olduğu gibi progesteron hormonu içerir ve yavaş, yavaş kana hormon karışmasını sağlarlar. Yaklaşık üç yıl koruyuculukları vardır. Yan etki olarak ara kanamalara neden olabilir. Bazı kadınlarda bu ara kanamalar çok sinir bozucu olabilmekte ve kapsüllerin çıkarılmasını ya da başka ilaçlar alınmasını gerektirebilir.
Doğum kontrol hapları, düzenli kullanıldığında koruyuculuğu en yüksek olan ilaçlardır. Bunun için her gün mutlaka almak gerekir.
Halk arasında bu ilaçlar konusunda yanlış inanışlar vardır. Örneğin doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda kısırlık olmaz. Yumurtaları ilaç bırakıldıktan sonra eskisi gibi sağlıklı çalışır ve çocuk sahibi rahatlıkla olabilirler. Ayrıca günümüzde üretilen doğum kontrol haplarının hormon içeriği o kadar azaltılmıştır ki, eski ilaçlara göre yan etkilerinin görülme sıklığı oldukça düşmüştür. Kullanmadan önce mutlaka bir jinekoloğa muayene olmak ve doktorun önerdiği ilacı kullanmak gereklidir. Kontrolsüz doğum kontrol hapı kullanımı bazı risklere neden olabilir. Bazen haberlerde duyduğumuz doğum kontrol hapına bağlı damar tıkanıklığı, felç geçirme vb. istenmeyen durumlar ilaç kullanmaması gereken bayanların bu ilacı almasından ya da tedaviye başlamadan önce gerekli tetkiklerin yapılmamasından kaynaklanmaktadır.
Avrupa ve Amerika’da kullanılmakta olan ülkemize ise yeni girmiş bir yöntem ise nuvaring isimli hormon içeren halkalardır. Bu halkalar elastik olup rahatlıkla kıvrılabilirler ve vajinaya yerleştirilirler. Bu işlemi kadının kendisi yapmaktadır. Dolayısıyla kullanımı çok kolaydır. Halkanın içinde doğum kontrol haplarındaki hormonlara benzer hormonlar vardır. Bu hormonlar yavaş, yavaş kana karışır ve gebe kalmayı önlerler. Her ay halkanın yenisiyle değiştirilmesi gerekir. Bir halkanın koruyuculuğu bir aydır. Kullanım pratikliği ve yüksek koruyuculuğu sayesinde bu yöntem giderek daha fazla tercih edilmektedir.
Oldukça sık kullanılan bir yöntemde ertesi gün hapları denilen ilaçlardır. Bu ilaçlar ilişkiden sonraki on ikinci ve yirmi dördüncü saatlerde alınır. İlk üç gün içinde alınması gerekir. Koruyuculukları yüksek olmamakla beraber ne kadar geç alınırsa koruyuculuk oranı o kadar düşer. Adet düzensizliği yapma, bulantı kusma gibi yan etkileri vardır.
Sonuç olarak, en güvenli yöntem doktorunuzun önerdiği ve onun kontrolü altında kullanılan yöntemdir. Dolayısıyla doğum kontrolü yapmaya karar verdiğimiz zaman ilk danışacağımız kişide doktorumuz olmalıdır.
Op.Dr.Cihangir EFE